Manşet
MUSTAFA BALBAY
TARİH:04.01.2016
Yorumlar (0)
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
1990’LAR:TÜRKİYE İRAN MI OLACAK?
2000’LER: TÜRKİYE CEZAYİR Mİ OLACAK?
BUGÜN: TÜRKİYE PAKİSTAN MI OLACAK?
Reina saldırısının ardından İngiltere’nin ciddi yayın organlarından Daily Telegraph gazetesinde yer alan yorum şöyleydi:
‘’Maalesef on yıllarca bölgede model ülke olarak gösterilen Türkiye, önünü Pakistan’ın açtığı yoldan yokuş aşağı ilerliyor.’’
Bu yorum bizi ister istemez son çeyrek yüzyılın dalgalanmalarına götürdü.
Soğuk savaşın bitiminin ardından Türkiye’nin etrafındaki ülkelerin tümü sarsıldı. Dünyanın Doğu Bloku ve Batı Bloku olarak ikiye ayrıldığı soğuk savaş döneminde Türkiye, Batı Bloku’nun içinde yer aldı. Soğuk savaş bitince Türkiye’nin uluslararası alandaki konumu sarsıldı.
Bu sarsılma ve sonuçları hala devam ediyor.
12 Eylül 1980 darbesinin ağır sonuçlarıyla birlikte siyasetin rayına oturmaması, 12 Eylül’ün yeşerttiği siyasal İslam, terör belası, çevre etkisi, sarsılmanın Türkiye’nin temellerini etkileyecek derecede artmasına neden oldu.
Xxx
İran’da Humeyni rejiminin hedefleri arasına ‘’İslam devrimi ihracı’’nı da koyması 1639 yılından beri sınır sorunu yaşamadığımız bu ülkeyle ilişkilerimizi gerdi.
Şah rejimini devirmenin özgüveniyle Türkiye’de de taraftar edinme çalışmaları yapmaktan çekinmeyen İran, kendi rejim muhaliflerinin Türkiye’yi tercih etmesine de kayıtsız kalmadı. Onları Türkiye topraklarında infaz etmeyi ‘’devrimin koruma’’ mücadelesinin parçası haline getirdi.
31 Ocak 1990’da yurtsever aydın Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy’un evine giderken katledilmesiyle başlayan kıyımlar 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu’nun aracına konan bomba ile toplumu derinden sarsacak boyuta geldi.
Mumcu’nun cenaze töreninde yüzbinlerin ağzından şu slogan yükseldi:
Türkiye İran olmayacak!
Bu slogan hem bir endişeyi hem direnişi ortaya koyuyordu.
O dönem PKK terörünün yanı sıra İran merkezli pek çok terör örgütünün de Türkiye’de cirit attığı gazetelere manşet olacak kadar alenileşmişti.
2000’li yıllarda ise Cezayir’deki, o ülke koşullarında yeşeren laik yapının çöküşü akla Türkiye’yi getirdi. Cezayir’de dinci örgütlerin camileri ibadet merkezi yerine silahlı örgütlenme yerleri haline getirmeleri ülkeyi kan gölüne çevirmişti. Türkiye’de de benzer örgütlenmelerin filizlenmesi üzerine şu slogan öne çıktı:
Türkiye Cezayir olmayacak!
Geldik bugüne…
Son birkaç yıldır AKP iktidarının tutumu ve Türkiye’nin sürüklendiği karmaşa akla Pakistan’ı getirmeye başladı.
O Pakistan ki, yıllarca Türkiye’ye benzemek için çırpınmıştı. Şimdi Türkiye, benzer belirsizliğin içinde.
Pakistan’da ne oldu?
Eğitim sistemi paramparça oldu…
Afganistan’daki iç savaşı kendi içine taşıdı…
Hoşgörü ortamı kin ve nefretin egemen olduğu bir karabasana dönüştü…
Siyaset, terörle, siyasi cinayetlerle, güç zehirlenmeleriyle sık sık rayından çıktı…
Xxx
Türkiye ne durumda?
Ekonomisi, dünyanın en kırılgan ekonomileri arasında…
İç barışı, her geçen gün batağa sürükleniyor…
Komşularıyla ilişkileri ya savaş halinde ya güvensizlik dalgalanmasında…
Türkiye’yi dünya ailesinin bir parçası haline getiren, üyesi olduğu uluslararası kurumlarla ilişkileri kopuşta…
Parlamentosunu kapatıp tüm yetkileri bir kişiye vermeyi tartışıyor…
Nüfusunun yüzde 8’i ülkesini kan gölüne çeviren terör örgütü IŞİD’e sempati duyuyor…
Tablo bu…
Atatürk’ün çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma hedefiyle kurduğu Türkiye bugün bölgesinin en kötü yönetilen ülkeleriyle karşılaştırılıyor.
Gerçek bu…
Çıkış, tüm cumhuriyetçilerin hedef ortaklığında…
İlk hedef cumhurbaşkanlığı makamının firavunlaşmasını önlemek olmalı.
Burada elde edilecek başarı çarkı tersine çevirebilir…
YORUMLAR ( 0 )