Manşet
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
TARİH:09 Eylül 2016
Yorumlar (1)
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
OYU HALK, MEŞRUİYETİ HUKUK VERİR
Türkiye'de büyük oy almakla büyük parti olmak çoğunlukla karıştırılmıştır.
Tarihimizdeki siyasi partiler mezarlığına bakıldığında bu gerçek daha iyi görülecektir.
Bunun temel nedeni şudur:
En çok oyu alan parti, her şeyi yapma yetkisini de aldığını düşünür. Bunun devamında da oyu mutlaklaştırır, hakkı hukuku ikinci plana atar.
Oysa şu gerçek demokrasiyi az çok benimsemiş her ülkede geçerlidir:
İktidarlar oyu halktan, meşruiyeti ise hukuktan alır.
Hukuku çiğnediğiniz an, aslında kendi oyunuzu çiğnemeye başlamış olursunuz.
Bu anlamda oy ve hukuk bir iktidar için bir çift ayakkabı gibidir.
"Ayakkabının bir teki bana yeter, bu o kadar sağlam bir ayakkabı ki hiç eskimez" diyen kişi ne kadar akıllı ve mantıklı ise, "halktan aldığım oy bana yeter, başka bir güce ihtiyacım yok, kuru söze de karnım tok" diyen kişi o kadar akıllı ve mantıklıdır.
Xxx
AKP iktidarını yukarıdaki bağlamda sütuna yatırmak gerekirse hukuk yanının hep ikinci planda kaldığını görüyoruz.
Bu konuda geçmişten verebileceğimiz çok örnek var.
15 Temmuz'dan sonrasına bakmak gerekirse...
Hukukun tamamen araç haline getirildiği bir süreç görüyoruz.
Türkiye'yi Meclis denetimi olmadan yönetmek her "güçlü" hükümetin hastalığıdır.
Bu hastalık da AKP'de fazlasıyla var.
Kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) yasa hatta anayasa yetkisini aşan adımlar atılıyor.
Art arda çıkarılan KHK'lerin her türlü denetimin dışında olduğu iddiası yalandır. Bir kararname yasa ile yapılması gereken bir icraatı içeriyorsa Anayasa Mahkemesi (AYM) devrede demektir.
En az bunun kadar önemli olan bir gerçek de şudur:
KHK'ler çıkarıldığı günden itibaren bir ay içinde Meclis'e getirilmelidir.
AKP bunu da görmezden geliyor.
Neden?
Eğer, darbeyi önledim diye ise bunun adı da darbedir, kendi yaptığı da darbedir.
Xxx
Meclis'i devreden çıkararak Resmi Gazete ilanıyla işleme sokulan KHK'lerle haksızlığa uğrayanların sesini sağır sultan bile duymuştu, nihayet Erdoğan da duydu. Durumu yakın geçmişte bu sütunlarda yeri geldikçe vurguladığımız bir deyimle özetledi; at izi it izine karıştı, dedi.
Erdoğan'a bu sözü ne söyletti?
Kimi tanıdıklarının da FETÖ soruşturması kapsamına alınmasına tepki olarak mı?
Hayır... Bu tür kişileri istese anında kurtarabilir.
Vicdanının sesini mi dinledi?
Hayır... Öyle olsa bunun baştan daha hakkaniyetli olmasını isteyebilir, sağlayabilirdi.
Neden?
Bize göre şu nedenle:
Toplumun derinliklerine yayılan mağduriyetin oy kaybına neden olabileceğini gördüğü için...
Yani yine başa dönüyoruz. Halktan oyu alalım, hukukun icabına bakalım.
Bakamazsınız...
Er ya da geç hukuk sizin icabımıza bakar...
Çok güzel bilgilendirici yazı olmuş kaleminize sağlık