Gündem

Mustafa Balbay

GÜNDEM Mustafa Balbay

GÜNDEM  Mustafa Balbay
TARİH:19 HAZİRAN 2016 Yorumlar (0)

  GÜNDEM 

Mustafa Balbay 

İzmir'de Diyar 21 Sabahçı Kahvesinde...

 
Geçen perşembe akşam üzeri Balçova Belediye Başkanımız Mehmet Ali Çalkaya'nın girişimiyle düzenlenen şehit polis Haluk Varlı parkının açılışından sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu'nun gaziler ve şehit yakınları için verdiği iftara katıldık.
Her iki buluşmanın da onur konuğu genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu idi.
İftarda bir arada omuz omuza olmanın kıvancı, terör belasını tümüyle bitirememiş olmanın hüznü vardı. Elinizi uzattığınızda parmakların yarısı kopmuş bir eli sıkmak, babasız 3 çocuk ve anneyi selamlamak, 70'li yaştan evlatsız anne-babanın elini öpmek hangi duyguları şaha kaldırırsa hepsini yaşadık.
Gecenin devamında Ramazan yaşamı içinde ayakta olan kimi dostları ziyaret ettik. 
Saat 03.00 sıralarında da İtfaiyeye geldik. Önceden konuşmuştuk, sahur konukları olacaktık. Ziyaret ortamına uygun düşsün diye, koltuğumuzda, affedersiniz elimizde iki karpuzla,"daha karpuz da keseceğiz" deyip girdik. Sofra, devamında sohbet güzeldi. İtfaiyecilerin en büyük derdi, mesleklerinin tanımlanmamış olması. Öteki dertlerini de sıraladılar. "Sorunlarınıza şu başlıkla çare arayacağım" dedim, söyledim:
İtfaiyeciler kendi yangınlarını söndüremiyor!
 
***
 
O gece Eşrefpaşa Hastanesi çalışanlarına da iyi nöbetler dedikten sonra Basmane'deki bir sabahçı kahvesinde soluklandık.
Kahvenin adı cama çizilen yeşil bir güzelliğin yanına yazılmış:
Diyar 21...
Önünde sandalyeler de var ama, daha çok hasır tabureler ağırlıklı. Diyarbakır kahvelerinin geleneksel tabureleri...
Selam verip oturduk. İfadesiz yüzler çok şey anlatıyor. İzmir'in gece gündüz kalbinin en çok attığı Basmane'de Diyarbakırlıların kahvesindeyiz.
Sohbetimizi diyalogla özetlemek isterim:
Mustafa Balbay(MB): Diyarbakır'dan haberler nasıl?
Yahya: Ben Diyarbakırspor'un amigosuyum. Spor yapılabilecek ortam olsa...
Mehmet: Dün geldim Diyarbakır'dan. Bir haftada 100 cenaze geldi... Gittiğime pişmanım, geldiğime pişmanım...
Ahmet: Sen bize soru sormayı bırak. Bize ne diyeceksin, partin bize ne diyor onu söyle. Bu kanın durması için ne yapacaksınız?
MB: İktidarda olan biz değiliz...
Ahmet: Böyle başlayacaksan hiçbir şey deme...
MB: Sorunlarımızı çözeceğimize dair en büyük güvencem, Türkiye'deki 15 milyon aileden 1.5 milyonunda eşlerin farklı kökenlerden olması. Devlet kurmuşuz, yuva kurmuşuz, arkasını mı getiremeyeceğiz...
(Sessizlik...)
MB: sorun sadece içimizde değil... Etrafımıza bakın, Irak'tan sonra Suriye'de olanlar... Emperyalist ülkelerin planlarını da unutmamalı...
Ahmet: Bırak emperyalizmi, bırak masalları, bize kim olduğumuzu söyleyin, önce bir tanıyın...
MB: Etrafımızda olanlara iyi bakınca masal olmadığını görürüz. Bizim baş başa kalıp çözemediğimiz bir şey olamaz...
(Adını vermeyen): Sur'u görsen, bunu demezdin. Darmadağın oldu... Hep bu baştakinin bitmeyen hırsı yüzünden... Yüzbinlerce insan mecburi göç etti. Onlar ne haldedir, hangi ruh halindedir hiç düşündünüz mü?
Ahmet: Partinin bize ne dediğini hala söylemedin...
MB: Biz bu konuda en dürüst partiyiz. Terörün her türlüsüne hayır, hedef herkesin haklarıyla, kimliğiyle eşit yaşadığı Türkiye... 
Ahmet: Ben de dürüst olayım, oyumu HDP'ye verdim.
MB: Sen kendi partine sordun mu, hangi planı hazırladık, önerdik diye, Türkiye partisi olduk mu diye... AKP Kürtleri 2002'den bu yana 9 kez kandırdı.. Her şeyi seçim  atmosferine göre yapıyor. Seçimden önce barış, sonra savaş, ya da tam tersi...
Mehmet: Baştakinin hırsından bu işler...
MB: Kahvenizin adını Diyar 21 koymuşsunuz, İzmir'de sorununuz var mı?
Yahya: Hayır yok... 
 
***
 
Bir saate yaklaşan sohbette Atatürk'ün,"Bir insanın en büyük ihtiyacı önemsenmektir" sözünü anımsadım.
Sur'da atılan bir merminin İzmir'de, İstanbul'da, Ankara'da sektiğini gördüm...
Diyarbakırlılar kentin plaka numarasını kahveye koyarken bilinç altında bu ülkenin bir parçası olduklarını da ifade etmiş oluyorlar.  Espri ile karışık bunu da paylaştım. İzmir'e 35, Diyrbakır'a 21 diyorsak, bütünün rakamsal parçası olarak söylüyoruz, dedim.
Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun terörün her türlüsüne hayır. Sağduyu sahibi hiç kimse bu tanımı reddedemez. 
Her devlet teröre karşı mücadele eder. Bu da yukarıdaki tanım kadar gerçektir.
Diyar 21 kahvesindeki sohbet, bunların gerisinde pek çok kırılmış kalbin olduğunu gösteriyordu. Bugünün teknolojisiyle terörle mücadele ederken yıkılan kentleri kısa sürede yeniden inşa edebilirsiniz...
Ya yıkılan kalpler?
Onları nasıl inşa edeceksiniz?
Bu soru sadece Güneydoğu'da değil, Türkiye'nin her yerinde karşımıza çıkacaktır.
Korkuyla herkesi susturabilirsiniz...
Ama unutmayın...
İtaat eken, isyan biçer!

YORUM YAZ









YORUMLAR ( 0 )